Bakan Yanık: “Hem duruşma tarihinin ertelenmesine hem de sanıkların tutukluluklarına ilişkin talebimizi dosyaya arz ettik”
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, İsmailağa Cemaati Hiranur Vakfı’nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in kızının imam nikahı ile 6 yaşındaki evliliği ve cinsel istismar hakkında; “Bize 2 Aralık 2020 tarihinde tebligat yapıldı. Bu tarihte davaya müdahil olarak başvurduk. Hem duruşmanın ertelenmesine hem de sanıkların tutukluluklarına ilişkin talebimizi de evraklara ilettik. Bugün itibariyle, Duruşma tarihi ileri alındı” dedi. Burns ayrıca, “Bu vakıf veya başka bir vakıf kim olursa olsun, lideri, yöneticisi, kayyumu kim olursa olsun, çocuklar istismara uğruyorsa, şiddete maruz kalıyorsa vs.
NTV’de yayınlanan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık; İsmailağa Cemaati’ne bağlı Hiranur Vakfı’nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in 6 yaşındayken “kızını imam nikahıyla evlendirmesi” hakkında açıklamalarda bulundu.
Talepleri üzerine 22 Mayıs 2023’te görülecek duruşmanın 30 Ocak 2023’e ertelendiğini belirten Yanık, kabahatin katalog kabahatlerden biri olması nedeniyle sanıkların tutuklanmasını talep ettiklerini de ifade etti:
“BAKANLIĞIMIZIN BU VEYA BENZERİ DURUMDAKİ SORUMLULUĞU AÇIKTIR: Bu ve benzeri olaylarda Bakanlığımızın sorumluluğu bellidir. Bakanlığımız şiddet riski altındaysa taciz mağduru ise iddialar bile olabilir, bize geldiğinde gerekli psikososyal destek, rehabilitasyon hizmeti, sosyal güçlendirme, manevi destek ve varsa hukuki desteği sağlıyoruz. eğer bu bir tartışma konusuysa. Ancak olayda çıkış noktası aslında maktulün Cumhuriyet savcılığına yaptığı şikayet, yani başlamış bir hukuki süreç sonrasında mağdurun bize gelmesiydi. 30 Kasım 2020’de Cumhuriyet savcılığına başvurdu. Ardından Cumhuriyet savcılığı konuyu bize bildirdi. 2 Aralık 2020 itibariyle tam hatırlayamıyorum. İstanbul İl Müdürlüğümüze bildiriyorlar.
BAKIMIMIZA HER ZAMAN KAPALIYIZ: Refakat sürecinde ise mağduru kurumumuz bünyesinde himayemize alıyor ve kapatılmasını sağlıyoruz. Daha sonra hem mağdur hem de çocuğu ile ilgili her türlü psikososyal destek sürecini yürütürüz.
‘SUSMAK’ İÇİN ELEŞTİRİLERLE İLGİLENMEMELİYİZ: Artık susmak için eleştiri konusu olmamalıyız. İçin; Bu süreçte yapacaklarımız, mağdurun kendisinin başlatmadığı bir hukuki süreç olsaydı, adı geçen kolluk kuvvetini, adı geçen mekanizmayı veya kolluk kuvvetini takviye ederek harekete geçirmek söz konusu olurdu. Ancak fiilen başlamış bir süreçtir. İkincisi; Bu süreçte, soruşturmanın devam aşamasında, soruşturmanın sonucuna ilişkin olarak her zaman Cumhuriyet savcılığına soru soruyoruz. Üçüncü; Burada daha değerli bir nokta var, mağdurun vekâlet verdiği, kendisi tarafından yetkilendirilmiş özel bir avukatı var. Bundan dolayı süreç aslında mağdur eliyle devam eden bir süreçtir.
GEREKEN TÜM İŞLERİ YAPTIK: Mağdur için burada yapacağımız tek şey, daha doğrusu en değerli katkı, açık kaynaklara yansıyan kapanışı sağlamaktır. O yüzden artık söylemekte bir sakınca görmüyorum. Burada biz bakanlık olarak yerinin deşifre edilmesinden, kök aile üyelerinin gelmesinden sonra tekrar o gizliliğin sağlanması için çok zaman harcıyoruz. Bu anlamda kendi çabasıyla okuma yazma öğrenmiş ancak ilkokul diploması olmayan bir mağdurdan, mağdurumuzdan ve çocuğundan bahsediyoruz. Bize geldiğinde ilkokul diplomamız vardı, açık ortaokul kayıtları yapılmıştı. Bu arada bir meslek öğrenerek aşçılık kursuna devam etti. Çocuğu sağlık hizmetlerine, aşılara vb. ulaşabiliyor. O dönemde yaşadığı ağır travmatik süreçte rehabilitasyonu için kuruluşumuzda bakım ve sağlık desteği verildi. Çünkü kapatılmasını sağlamak için bir sağlık kuruluşuna götürülmemiş olması gerekirdi. Bu nedenle biz de bakanlık olarak üzerimize düşen görev kapsamında yapmamız gereken her türlü çalışmayı yaptık.
KENDİ TALEPLERİMİZ OLMADAN KATILIM HAKKIMIZ YOKTUR: 4 Aralık 2020’de mağduru kabul ediyoruz, 8 Aralık 2020’de mağduru kurumumuza teslim ediyoruz. 8 Aralık 2020 ve sonrasında mağdura gerekli desteği sağlıyoruz. Yetişkin bir bireyin hukuki sürecine kendisi talep etmedikçe re’sen katılma hakkımız yoktur. Ne zamana kadar? Dava açılana kadar.
DURUŞMA KARARI VE TUTUKLUK YARGILANMASINA İLİŞKİN TALEPİMİZİ DOSYAYA SUNDUK: 2 Aralık 2022’de vaka tarafımıza bildirildi. ve bu tarihte davaya müdahil olarak başvurduk. Aynı zamanda hem duruşma tarihinin ertelenmesine hem de sanıkların bundan sonraki süreçte tutuklanmasına ilişkin talebimizi belgeye ilettik. Nitekim bugün itibariyle duruşma tarihi ileri alındı.
BUNDAN SONRA HUKUKİ DESTEK VERECEĞİZ: Kadına yönelik şiddet, çocuk istismarı ve en üst düzeyde kadın istismarı gibi konular hepimizin ortak sorunu. ve siyasi kimliklerimiz ve tercihlerimiz ne olursa olsun, insan olarak hepimizin sıkıntıyı kucaklaması gerekiyor. Bu sayımızda özellikle izleyicilerimiz için şunun altını çiziyorum. Bundan sonra mağdura barınma ve koruma anlamında psikososyal pekiştirme anlamında verdiğimiz temeli yasal olarak vereceğiz. Biz davaya dahiliz. Artık bakanlık olarak davanın tarafıyız.
BU ETKİNLİK HABER OLDUĞU İÇİN BAŞLADIĞIMIZ BİR ETKİNLİK DEĞİL: Ayrıca 2012 yılında mağdurun başvurusu ile başlayan ve ardından takipsiz kalan sürecin tespiti ile ilgili Sağlık Bakanlığımız tarafından soruşturma başlatılmıştır. Adalet Bakanlığımız da Cumhuriyet savcısı hakkında soruşturma başlattı. Biz bakanlık olarak her iki soruşturmaya müdahale talebimizi iletiyoruz. Bu nedenle bundan sonra mağdurun taraf olduğu tüm hukuki süreçlerin takipçisi olacağız. Burada bir hususu özellikle belirtmek isterim ki bu olay biz kurumlar olarak bir gazete haberi veya bir televizyon haberi ile kamuoyunun ilgisini çekmek için gündeme geldiğimiz bir olay değil.
GAZETECİ DOSTLARIMIZA, BASIN DOSTLARIMIZA FARKLI BİR TEŞEKKÜR: Gazeteci arkadaşlarımıza ve basından arkadaşlarımıza ayrı ayrı teşekkür ederiz. Konuyu bildirmeleri bir farkındalık tetiklemesi ve bir farkındalık geliştirmesi açısından çok değerli. Ancak bu konu dava açıldıktan sonra haber oldu. 2 yıldır takip ettiğimiz bir süreç. 2 yıldır devam eden bir soruşturma süreci. Bu anlamda bakanlığımız özelinde baktığımızda aynı gün içerisinde yer aldığımız, bakanlığımızın görev ve yetki alanı içinde her türlü desteği ve katkıyı sağladığımız, mağdurun kendisi hukuki olarak müdahil olabileceğimiz noktada özel bir vekaletname ile yasal olarak takip edilmektedir.
BU DURUMDA MEVZUATTAN ALDIĞIMIZ HER YETKİSİ KULLANACAĞIZ: Mahkemelerin bu konuda takdir yetkisi vardır ancak bu dava Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) tanımlanan katalog hatalarından biridir. Yani olayın doğası gereği tutuklamanın teşvik edildiği, bazen de zorunlu tutulduğu kabahatlerden biridir. Bu nedenle, bu türden olduğu ve katalogdaki hatalardan biri olduğu için tutukluluk talep ettik. Soruşturmanın önceki aşamalarıyla ilgili bir değerlendirme yapmayacağım ancak bundan sonraki aşamalarda iddianamedeki hatanın tanımı, nasıl oluştuğu, mağdur hukukunun bu anlamda korunması ile ilgili tüm bilgileri kullanacağız. , haklarının korunması, TCK’dan, Ceza Muhakemesi Kanunu’ndan ve 6284 sayılı Kanun’dan. Davanın tarafı olarak yetkilerimizi mağdur lehine kullanacağız. Çok yakından takip ettiğimiz bir dava. Bu anlamda mevzuattan aldığımız her türlü yetkiyi bu davada kullanacağız.
ÇOCUK İSTİSMARI, ŞİDDET, BU VEYA BÖYLE BİR HAREKET TARAFIN YAŞINA SAYGI DEĞİLDİR: Milli Eğitim Bakanlığımızı çok önemseyerek ama burada tekrar vurgulayarak bir noktayı kamuoyu ile paylaşmak istiyorum: Bu vakıf veya herhangi bir vakıf, her kim olursa olsun, lideri, yöneticisi, kayyumu, çocuk istismarı, şiddete maruz kalma vs. Bir eylemin tarafıysa zaten onu asla hor görmezsiniz. Bakanlık olarak bu anlamda yapacak bir şeyimiz varsa temelde onu kullanırız. İçişleri Bakanlığımız, Adalet Bakanlığımız, Milli Eğitim Bakanlığımız. AK Parti hükümetleri olarak 20 yıldır her sorunda tek tek bu noktadaki duruşumuzu ortaya koyuyoruz.
KURULUMUZ KESİNLİKLE BİR ARAŞTIRMA KOMİSYONU İLE BAĞLANACAKTIR: Yine 2016 yılında çocuklara yönelik cinsel istismara karşı yapılan çalışmaları ve alınan tedbirleri araştırmak üzere bir komisyon kuruldu ve yanılmıyorsam Kasım 2016’ydı. Kurul incelemelerini tamamladıktan sonra bir rapor yayınladı. Bu rapordan sonra TCK’nın 103. sayısı malumunuz olduğu üzere çocukların cinsel istismarını düzenlemektedir. 103. maddede düzenlenen cezalar arttırılmıştır. İş yerinde yaş sınırına göre çok ağır olaylar yaşandı. 11 yaşında bir çocuğun cinsel istismarını falan hatırlayacaksınız. Mağdur 12 yaşından küçükse, ceza 18 yıldan başlayarak önemli ölçüde artırıldı. Sağlık Bakanlığı ve Adalet Bakanlığına bağlı Çocuk İzlem Merkezlerimizin kuruluş sayısı artırılmış, yurtların denetimi yeniden Milli Eğitim Bakanlığına verilmiştir. Buna benzer olarak o dönemde yapılan komisyonlarla bazı çalışmalar, yasal düzenlemeler ve idari düzenlemeler yapılmıştır. Yeni dönemde yeni bir araştırma komisyonu ile, çünkü hukukta dinamik bir mekanizma olduğu için, yapılacak inceleme ile, ne eksik ne de fazla, ‘Ne yapılması gerekiyor? Neyin tekrar düzenlenmesi gerekiyor?’ Meclisimiz mutlaka bir araştırma komisyonu ile bunu sonuca ulaştıracaktır.”